Friday, December 31, 2010

Kamera Şakası Değilmiş

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba...

Kamera şakası gibi bir olay geçti başımdan birkaç gün önce. Belki size gayet normal gelecek bu okuduklarınız ama bana hala şaka gibi geliyor valla. Neyse efendim gelelim konumuza.

Üzerinize afiyet feci bir gribe yakalandım. Öyle bir öksürüyorum ki halimi gören acır valla. Gözlerimden yaşlar geliyor burnum akıyor halim yok tüm enerjim emişmiş gibi evde yatak döşek yatıyorum. Neyse akşam fenalaşınca arkadaşım işten gelince beraber acile gittik. Giriş işlemlerini yaptırdık bekliyoruz. Hastanenin ismini vermiyorum ama merak edenlere ayrıca söyleyebilirim.
İçeriye girdiğim de önce bir tırstım. Hastane demeye bin şahit ister. Kıç kadar bir bekleme salonu. Kapının girişinde koltuklar. Kapı bile otomatik değil. Her kapı açıldığında feci bir soğukla karşı karşıya kalıyor bekleyen hastalar. Görevliler pek de yardımcı olmaya hevesli değiller.
Hastayız ya doktoru göreceğiz diye zor şartlarda dişimizi sıktık bekliyoruz.
Sıramız geldi içeri aldılar. Kapıda bir doktor önlüklü amca içeride de asistan olduğunu tahmin ettiğimiz bir adam. Öksürük beni boğduğundan konuşmakta zorlanıyorum ben. Kapıda ki doktor amca beni muayene etmeden direkt iğne olmaya yolluyor. Ben de: “nasıl bir muayene etmeden iğneye gönderiyorsunuz ki siz beni” diyorum. “Ben kadın hastalıkları doktoruyum sizi muayene edemem şuan” diyor bana. “Yarın gelirseniz kulak burun boğaz doktorumuz olacaktır” diyor. "Nasıl yani? Ben boşuna mı kayıt parası ödedim şimdi "diyorum. "Madem ücretli hastasınız paranızı geri alın o zaman" diyor doktor bey. Bunu duyan görevlilerden biri para iadesi yapmıyoruz diyor. Ben tabi deliriyorum. Muayene olamıyorum paramı geri alamıyorum bu nasıl bir düzendir anlamıyorum birisi bana açıklasın lütfen diyorum. Yok, kimse açıklama yapamıyor. Daha sonra görevli bey efendi yarım saat sonra kulak burun boğaz doktorumuz gelecek bu akşam nöbetçi kendisi diyor bize. Doktor bey de aaaa iyiymiş siz bekleyin o zaman yarım saat diyor bize. Hastane de bekleyerek sinir krizi geçirmemek adına yakında ki bir restorana girip çorba içiyoruz arkadaşla. Yarım saat sonra geri gidiyoruz hastaneye. Doktor geldi mi diye soruyoruz görevliye 5 dk ya gelir efendim diyor. Fakat 5 dakika sonra aynı görevli doktor bey gecikecekmiş ne zaman burada olur bilmiyoruz siz beklemeyin isterseniz boşuna diyor. Allaaaa tutun beni artık tutabilirseniz. Kendimi kaybettim. Sinirlerim bozuldu. Başladım adama yönetime çalışma şekillerine sayıp sövmeye. Daha sonra oradan çıkıp bir polikliniğe gidiyoruz orada da nöbetçi doktor yok. Allah’tan acil müdahale gerektirecek durumda değilim yoksa öleceğim yani belli. Başka yere yönlendiriyorlar ve biz bu defa oraya gidiyoruz. Şükür bir doktor var. Muayeneden sonra bir iğne ile bir sürü ilaç yazıyor. İğneyi orada hemşireye yaptırmak için başka odaya alıyorlar.

İğne hazırlanırken ben de sedyeye uzanıyorum. Tam iğne vurulacakken ben ayyy dur bir dakika diye heyecanlanıyorum. Derin derin nefes alın hanımefendi diyor hemşire bey. Burnum tıkalı derin nefes alamıyorum. Neyse biraz acıyacak diyor. İğneyi enjekte ederken ben başlıyorum ağlamaya. Evet ağladım valla. Hala popom ağrıyor aynı zaman da!

Daha sonra nöbetçi eczane bulunuyor ve ilaçlar alınıp eve dönülüyor. Anam ne maceralı bir gece yaşadım diyorum yaşadıklarımızı düşünüp ve arkadaşıma bu kamera şakasından başka bir şey olamaz diyorum. Kâbus gibiydi. Allah kimseleri hastaneye düşürmesin.
Arkadaşlar aman diyorum sağlık diyorum kendinize dikkat edin diyorum. Şimdiden herkese sağlıklı bir yıl diliyorum… Ben büyük ihtimalle evde istirahat ederek geçireceğim bu yılı. Fuck :)

Görüşmek üzere…

1 comment:

  1. Sanırım şu Türkiye'desin ya da en azından bu olay Türk kara sularında gerçekleşmiş.

    Ücretli hastasın madem ne işin var devlet hastanesinde. Zaten soğuk algınlığı seninkisi. Git eczaneye hem sıra beklemezsin, hem sinirlerin bozulmaz.

    Üstelik Türkiye'de yaşayan hemen her Türk, soğuk algınlığına karşı hangi ilaçların iyi geldiğini bilir ve zaten evinde bu ilaçları bulundurur.

    Ayrıca ilk gittiğin hastanedeki doktorun vurduracağı iğne ile son hastanedeki doktorun yaptırdığı iğne aynı iğneydi.

    ReplyDelete